requiring sudden action; pressing; urgent

listen to the pronunciation of requiring sudden action; pressing; urgent
Английский Язык - Турецкий язык

Определение requiring sudden action; pressing; urgent в Английский Язык Турецкий язык словарь

rash
{i} isilik

Onun yüzünde bir isilik ortaya çıktı. - A rash appeared on his face.

Bu isilik birkaç hafta içinde kendiliğinden kaybolmalıdır. - This rash should go away by itself in a couple of weeks.

rash
vücutta meydana gelen kızıllık veya lekeler
rash
{i} kaşıntı

Kıçımın etrafında kaşıntı var. - I have a rash around my anus.

Elimde bir kaşıntı var. - I have a rash on my hand.

rash
(Tıp) Vücuda arız olan kızıllık veya leke, isilik (fazla terlemekten olabilir)
rash
(Tıp) raş
rash
gözükara
rash
aceleci
rash
atak
rash
cüretli ve düşüncesiz
rash
{s} düşüncesiz

Düşüncesiz bir şey yapmak istemiyorsun. - You don't want to do anything rash.

rash
fazla aceleci
rash
rashly cüretle
rash
{s} sabırsız
rash
düşüncesi

Düşüncesiz bir şey yapmak istemiyorsun. - You don't want to do anything rash.

rash
gözüpek
rash
atılgan
rash
telaşçı
rash
kırmızı nokta
Английский Язык - Английский Язык
rash
requiring sudden action; pressing; urgent

    Расстановка переносов

    re·quir·ing sud·den action; pressing; ur·gent

    Произношение

Избранное