O nereye giderse ünü onunla birlikte gider.
- His reputation goes with him wherever he goes.
Geç karar vermesiyle ünlüdür.
- He has a reputation for taking a long time to make a decision.
Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.
- The incident left a spot on his reputation.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
İtibarına çok dikkat eder.
- He cares a lot about his reputation.
Skandal şirketin itibarını zedeledi.
- The scandal hurt the company's reputation.
Dedikodu namına zarar verir.
- The gossip hurt his reputation.
Tom, dürüstlüğüyle nam salmıştı.
- Tom acquired a reputation for honesty.
... future net reputations. ...