O sabırsızlıkla ödeme istedi.
- He impatiently asked for repayment.
Sana geri ödemek için bir yol bulacağım.
- I will find a way to repay you.
Sana geri ödemek için bir yol bulacağım.
- I will find a way to repay you.
Geri ödeyecek bazı borçlarım ar.
- I have some debts to repay.
Borcumu ödemek zorundayım.
- I must repay the debt.
Keşke Tom'a geri ödeyebilmemin bir yolu olsa.
- I wish there was some way I could repay Tom.
Bu ödemek istediğim bir borç.
- That's a debt I want to repay.
Borcumu ödemek zorundayım.
- I must repay the debt.