Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Bir ev kiralamak istiyorum.
- I'd like to rent a house.
Bir araba kiralamak istiyorum.
- I would like to rent a car.
Ben bir aylığına bir oda kiraladım.
- I rent a room by the month.
Bir araba kiralamak istiyorum.
- I would like to rent a car.
Bu dükkân kiralık video dükkânıdır.
- This shop is a rental video shop.
Carol kiralık bir araba sürüyor.
- Carol is driving a rent-a-car.
Tom görünüşe göre kira bedelini henüz ödemedi.
- Tom apparently hasn't paid his rent yet.
Bu ayın kira bedelini hâlâ ödemedin.
- You still haven't paid this month's rent.
Bir araba kiralamak istiyorum.
- I would like to rent a car.
Biz, partiyi düzenlemek için bir oda kiralamak zorundayız.
- We have to rent a room to hold the party in.
Bir ev kiralamak istiyorum.
- I'd like to rent a house.
Bir araba kiralamak istiyorum.
- I'd like to rent a car.
O, odayı ayda yetmiş bin yene bir öğrenciye kiraya vermektedir.
- She rents the room to a student for seventy thousand yen a month.
Bu odayı bir öğrenciye kiraya vermek istiyorum.
- I want to rent this room to a student.
Kiralık bir oda arıyorum.
- I'm looking for a room for rent.
Kiralık bir evimiz var.
- We have a house for rent.
Kira kontrolü bir ev sahibinin bir daire için isteyebileceği kirayı sınırlar.
- Rent control limits the rent that a landlord can charge for an apartment.
Boston'un ortasında bir ofis kiralamak çok pahalı.
- Renting an office in the middle of Boston costs a lot.
Tom Park Caddesinde bir ev kiralamayı planlıyor.
- Tom is planning on renting a house on Park Street.
New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
- We rented an apartment when we lived in New York.
Tom hafta sonu için bir araba kiraladı.
- Tom rented a car for the weekend.
Araç kiralamak en iyi seçenekti.
- Renting a car was the best option.
Tom Park Caddesinde bir ev kiralamayı planlıyor.
- Tom is planning on renting a house on Park Street.
If the rent ceiling is set above the equilibrium rent,it has no effect.
Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
A New York city taxicab license earns more than $10,000 a year in rent.
Rending of garments for shiva is a Jewish tradition.
We are most vulnerable now to the messages of the new subcults, to the claims and counterclaims that rend the air.
That apartment isn't rentable because it failed its building inspection.
... on supports a hands-off village in the go rent out ...
... Industry Association of America is now vulnerable to attacks on their ability to rent you music ...