Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Fadıl şartlı tahliye ile erkenden serbest kaldı.
- Fadil got early release on parole.
Tom Mary öldürülmeden üç hafta önce hapishaneden tahliye edildi.
- Tom was released from prison three weeks before Mary was murdered.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
O köpeği serbest bırakmayın.
- Don't release that dog.
O tutukluyu serbest bırakmayın.
- Don't release that prisoner.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Hayvanları kafeslerinden azat et.
- Release the animals from the cages.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.
- The Steve Miller Band released a new album in June of 2010.
O bilgiyi yayınlayamam. O özel.
- I cannot release that information. It is private.
Teröristler rehineleri serbest bıraktı.
- The terrorists released the hostages.
İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.
- Iran balks at release of American woman.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- The hostages will be released tomorrow.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
- The prisoner asked to be released early.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
- Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
- Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
- Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.
- We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license.
Tutukluları serbest bırakıyorum.
- I'm releasing the prisoners.
He released his grasp on the lever.
If you continue to use abusive language, I will need to release the call.
They released the new product later than intended.
They released thousands of gallons of water into the river each month.
He was released after two years in prison.
They marked the occasion with a release of butterflies.
The video store advertised that it had all the latest releases.
work-release program.
... want to get ahead of that release, but what I will say is the President will be taking ...
... ever release some of those songs that you wrote especially when you were younger, like ...