Many people were deceived by the advertisement.
- Birçok kişi reklam tarafından aldatıldı.
If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
- Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
Some people think that advertising is a form of brainwashing.
- Bazı insanlar reklamın bir beyin yıkama biçimi olduğunu düşünüyorlar.
He works for an advertising agency.
- Bir reklam ajansı için çalışıyor.
Many people were deceived by the advertisement.
- Birçok kişi reklam tarafından aldatıldı.
If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
- Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
Did you see the new commercial?
- Yeni reklamı gördün mü?
They're on commercials.
- Reklamlara çıkmışlar.
That's just a cheap publicity stunt.
- O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
I advertised my car for sale.
- Arabamı satmak için reklam verdim.
They advertised a new car on TV.
- Onlar televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.
They advertised that they had a house for sale.
- Onlar satılık bir evleri olduğunu reklam ettiler.
They advertised a new product on TV.
- Onlar televizyonda yeni bir ürünün reklamını yaptı.
The basic job of an advertising agency is to figure out how to turn a desire into a need.
- Bir reklam ajansının temel işi nasıl bir isteğin bir ihtiyaca çevrileceğini bulmaktır.
Thousands of people were deceived by the advertisement.
- Binlerce insan, reklam yüzünden aldatıldı.
That's just a cheap publicity stunt.
- O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
You have to advertise.
- Reklam yapmak zorundasın.