reif

listen to the pronunciation of reif
Немецкий Язык - Турецкий язык
[der] kırağı; yüzük, bilezik
{rayf} olgun, ergin
olgun
rimen
olgunlaşmış
dinlendirilmiş
kemale ermiş
bekletilmiş
kırağı
Reif,
e {rayf} r çember; bilezik; gerdanlık, kolye; yüzük
Reif,,
{rayf} r kırağı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение reif в Английский Язык Турецкий язык словарь

circlet
{i} taç
hoar
kırağı
circlet
(taç/bilezik/kolbak/kolye/vb.) halka şeklinde süs eşyası
hoar
kır
hoar
ağarmış
circlet
{i} halkacık
circlet
daire şeklinde olan baş süsü
circlet
halka
circlet
halka şeklinde süs eşyası
circlet
{i} küçük daire
hoar
saygıdeğer
hoar
{s} kırağı ile kaplı
hoar
yaşlı
hoar
{s} yaşlı ve saygın
hoar
ihtiyar
hoar
eski
hoar
(sıfat) ağarmış, ak, beyaz, ak saçlı, yaşlı ve saygın, yaşlı başlı, kırağı ile kaplı, bembeyaz
hoar
{s} beyaz
hoar
{s} bembeyaz
Немецкий Язык - Английский Язык
hoar frost
rime
circlet
radiation frost
hoar
pruina
white frost
ripe

A ripe apple dropped from the tree. - Ein reifer Apfel fiel vom Baum.

A green banana is not ripe enough to eat. - Eine grüne Banane ist nicht reif genug zum Essen.

mature (wine taste)
mellow
responsible
seasoned
mellowly
ripely
mature
maturely
reif (Früchte)
ripe
reif für die Klapsmühle sein
to be certifiable
reif für etwas sein
to be ripe for something
reif zum Verschrotten
fit only for a knackers's yard
reif(er) geworden
matured
reif(er) werden
to mature
reif(er) werdend
maturing
Die Zeit ist noch nicht reif (dafür).
The time is not ripe (for it)
etw. mit Eis/Reif bedecken
to frost something
Английский Язык - Английский Язык
Robbery; spoil