rehberi

listen to the pronunciation of rehberi
Турецкий язык - Английский Язык
Directory
rehber
directory

No, I don't. You had better look it up in a telephone directory. - Hayır bilmiyorum. Bir telefon rehberine baksan iyi olur.

May I see the telephone directory? - Telefon rehberine bakabilir miyim?

rehber
guide

She guided me to the palace. - O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.

This hotel is far from deserving the four stars the guidebook gives it. - Bu otel rehber kitabın verdiği dört yıldızı hak etmekten uzaktır.

rehberi dök
(Bilgisayar) print catalog
rehberi dök
(Bilgisayar) print directory
rehberi yazdır
(Bilgisayar) print directory
telefon rehberi
book
rehber
{i} pilot
rehber
adviser
rehber
mentor

Tom had a good mentor. - Tom'un iyi bir rehberi vardı.

bölüm rehberi
(Ticaret) segment directory
ihracat rehberi
(Ticaret) export directory
kent rehberi
city guide
rehber
prospectus
rehber
phone book

Tom isn't listed in the phone book. - Tom telefon rehberinde yer almıyor.

Look in the phone book. - Telefon rehberine bakın.

rehber
feeding
rehber
consult
rehber
telephone book

I looked up his phone number in the telephone book. - Telefon rehberinde onun telefon numarasına baktım.

Look up the number in the telephone book. - Telefon rehberindeki numaraya bakın.

rehber
dragoman
rehber
counselor

Who's your guidance counselor? - Rehber öğretmeniniz kim?

rehber
(Tıp) guideline
rehber
(Ticaret) manual
telefon rehberi
(Bilgisayar) phonebook
turist rehberi
courier
uygulama rehberi
(Ticaret) implementation guidance
rehber
lodestar
rehber
rudder
rehber
dragomans
telefon rehberi
Directory, telephone directory, yellow pages, telephone book
tur rehberi
Tour guide
Kartuşla Çalışan Alet; müşterek adres rehberi
(Askeri) cartridge actuated device; collective address designator
adres rehberi
address book, directory
adres rehberi
address book
açık adres rehberi
(Askeri) plain language address directory
devre anahtarı arayüz planlama rehberi
(Askeri) circuit switch interface planning guide
flap rehberi
(Havacılık) flap guide
fonksiyonel planlama rehberi
(Askeri) functional planning guide
iplik rehberi
yarn guide
merkezi işlemci grubu; Amfibi Grup Komutanı; Muhtemel Durum Planlama Rehberi
(Askeri) central processor group; Commander, Amphibious Group; Contingency Planning Guidance
mesaj rehberi
(Ticaret) message directory
meslek rehberi
classified directory
oylum rehberi
(Bilgisayar) volume directory
rehber
pathfinder
rehber
guidance conselor
rehber
tourist guide, guide
rehber
cicerone
rehber
courier
rehber
guide; guidebook" " kılavuz; telephone directory, telephone book, phone book
rehber
directory; telephone directory
rehber
handbook
rehber
careers officer
rehber
(Hukuk) guide, directory
rehber
conductor
rehber
guidebook

Do you sell any guidebooks written in French? - Hiç Fransızca yazılmış rehber kitap satar mısın?

I bought a guidebook for the museums of Florence. - Floransa müzeleri için bir rehber kitap satın aldım.

rehber
catalog
rehber
polar
savunma rehberi
(Askeri) defense guidance
seyahat rehberi
itinerary
seyahat rehberi
phrasebook
telefon rehberi
yellow pages
telefon rehberi
telephone book

Look up the number in the telephone book. - Telefon rehberindeki numaraya bakın.

I looked up his phone number in the telephone book. - Telefon rehberinde onun telefon numarasına baktım.

telefon rehberi
directory

I don't find him in the telephone directory. - Ben onu telefon rehberinde bulamıyorum.

I'm not sure what his number is. You'll have to look it up in the telephone directory. - Onun numarasının ne olduğundan emin değilim. Telefon rehberinde ona bakman gerekecek.

telefon rehberi
telephone directory, telephone book, phone book
telefon rehberi
telephone directory
telefon rehberi
telephone directory, telephone book
turist rehberi
cicerone
yabancı klerans rehberi
(Askeri) foreign clearance guide
yolculuk rehberi
Baedeker
yön rehberi
(Askeri) azimuth guidance
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение rehberi в Турецкий язык Турецкий язык словарь

REHBERÎ
(Osmanlı Dönemi) Kılavuzluk, rehberlik
REHBER
(Osmanlı Dönemi) f. Yol gösteren, kılavuz. (Bak: Mürşid)(...Hem Rabb-ül-Âlemîn, meyve-i âlem olan insana âlemi içine alacak bir vüs'at-ı istidat verdiğinden ve bir ubudiyet-i külliyeye müheyya ettiğinden ve hissiyatça kesrete ve dünyaya mübtelâ olduğundan; bir rehber vasıtasiyle yüzlerini kesretten vahdete, fâniden bâkiye çevirmek istemesine mukabil; en âzami bir derecede, en eblâğ bir surette, Kur'an vasıtasiyle en ahsen bir tarzda rehberlik eden ve risaletin vazifesini en ekmel bir tarzda ifa eden yine bilbedahe O Zâttır
adres rehberi
Adres defteri
rehber
Kılavuz
rehber
Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil
rehber
Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil: "Ben bunları düşünürken rehberim eliyle bir büyük bina gösterdi."- R. H. Karay
rehber
(Osmanlı Dönemi) yol gösteren
telefon rehberi
Telefon numaralarının sahiplerini alfatik sıraya göre gösteren kitap
şehir rehberi
Şehrin belli başlı yerlerini gösteren haritalı, açıklamalı kılavuz
Английский Язык - Турецкий язык

Определение rehberi в Английский Язык Турецкий язык словарь

ticaret rehberi
(Ticaret) Trade directory, business directory
rehberi
Избранное