Herhangi bir şeyden pişman olmak istemiyorum.
- I don't want to regret anything.
Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.
- I don't tend to look back and regret what I've done.
Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
- I think everyone looks back on their childhood with some regret.
Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.
- I have no regrets for what I have done.
Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
- She regretted deeply when she looked back on her life.
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
- He expressed regret over the affair.
O, bu kayba son derece üzüldü.
- He deeply regretted this loss.
Onunla karşılaşma yoksa üzülürsün.
- Don't cross him or you'll regret it.
Mervyn thought that he could detect a certain regretfulness in his companion's voice.
He regretted his words.
I regret that I have to do this, but I don't have a choice.