I will live in prosperity.
- Ben refah yaşayacağım.
You need to understand that prosperity doesn't last forever.
- Refahın sonsuza kadar sürmediğini anlaman gerek.
Let us students contribute to the welfare of the victims of the earthquake; even loose change will go a long way.
- Öğrencilerimizin deprem kurbanlarının refahına katkıda bulunmaları için bize izin verin; cebimizdeki bozuk paralar bile bir yere kadar yeterli olacaktır.
I work for public welfare.
- Ben kamu refahı için çalışıyorum.
GDP isn't a measure of well-being.
- GSYİH refahın bir ölçüsü değildir.
Parents must look after the well-being of the their children.
- Ebeveynler, çocuklarının refahı için bakım yapmalıdır.
The next two years are not expected to be prosperous.
- Gelecek iki yılın refah olması beklenmiyor.