O mallarının fiyatını düşürmek zorunda kaldı.
- He had to reduce the price of his wares.
Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.
- President Arthur wanted to reduce the tariffs.
O ithalatta vergi azaltmak istedi.
- He wanted to reduce the tax on imports.
Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.
- I have to reduce my expenses this month.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
- The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.
Bu ay masraflarımı azaltmak zorundayım.
- I have to reduce my expenses this month.
Lütfen müziğin sesini azaltır mısın?
- Can you please reduce the volume of the music?
Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.
- We reduced our spending during the recession.