5. Beethoven'da ki en sevdiğin kayıt nedir?
- What's your favorite recording of Beethoven's Fifth?
Bodrumumuzu ses geçirmez hale getirdik ve onu bir kayıt stüdyosu olarak kullanıyoruz.
- We soundproofed our basement and use it as a recording studio.
Şu anda bizi kaydediyor musun?
- Are you recording us right now?
Bunu kaydediyor musun?
- Are you recording this?
Bizi şimdi kaydetmiyor musun?
- Aren't you recording us right now?
Bunu kaydetmiyor musun?
- Aren't you recording this?
Dan bir ses kaydı ile Linda'nın suçunu kanıtladı.
- Dan proved Linda's guilt with an audio recording.
Bir grup bilim adamı deneyi kaydetmek hazır bekledi.
- A group of scientists stood by, ready to record the experiment.
Biyologlar balina aramaları kaydetmek için bir hidrofon kullandı.
- The biologists used a hydrophone to record whale calls.
Bu plaklardan hiçbirini sevmiyorum.
- I don't like any of these records.
Ben onun plaklarından bazılarını dinledim.
- I listened to some of his records.
Sumo güreşçisinin sicili, bir galibiyet ve beş yenilgidir.
- The sumo wrestler’s record is one win and five losses.
Tom yarışı kazanamayarak mükemmel sicilini bozdu.
- Tom didn't win the race, ruining his perfect record.
Bu kayıt cihazı yeni değil.
- This tape recorder is not new.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Bu konuşmayı kaydetmemin bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I record this conversation?
Kamera hiçbir şey kaydetmedi.
- The camera recorded nothing.
Belge kayıtları savaşın 1700 yılında patlak verdiğini yazıyor.
- The document records that the war broke out in 1700.
O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
- He is sure to set a new record in the triple jump.
Bu yıl işsizlik rekor seviyelere ulaşacak.
- This year unemployment will reach record levels.
Konuşma gizlice kaydedildi ve delil olarak kullanıldı.
- The conversation was secretly recorded and used as evidence.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir.
- Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.
Dosya bakanlığa gönderildi.
- The record was sent to the ministry.
Aşağıda verilen boşluğa seri numarasını kaydet.
- Record the serial number in the space provided below.
Onun konuşmasını kaydetmelisin.
- You must record his speech.
Yeni bir rekor kırması, onun şöhretini artırdı.
- Setting a new record added to his fame.
Kayıtlarımız henüz ödeme yapmadığınızı göstermektedir.
- Our records show that you haven't paid yet.
İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.
- The UK employment rate is at a record high.
Sami üniversite kayıtlarını tahrif ediyordu.
- Sami was falsifying his university records.
Bunu üniversite radyosunda anlatabilirsin. Her şeyden önce onlar aslında kayıtları çalarlar; ikinci olarak onları yanlış hızda çalmaya devam ederler.
- You can tell this is college radio. First of all, they actually play records; secondly, they keep playing them at the wrong speed.
I made a recording of the show.
I still like records better than CDs.
The tourist's photographs and the tape of the police call provide a record of the crime.
The team set a new record for most points scored in a quarter.
I wanted to record every detail of what happened, for the benefit of future generations.
... attack your interests. If the Recording Industry Association of America, or the government, ...
... computing environment. But, if you can control your computing environment, the Recording ...