Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.
- Tom only had a dim recollection of what Mary looked like.
Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.
- I have no recollection of seeing the man.
Hatırladığım kadarıyla köyde yirmi kişi kaldı.
- It is just my recollection that there remained no more than 20 people in the village.