Bir makbuz istiyorum, lütfen.
- I'd like a receipt, please.
İmzalı bir makbuza ihtiyacımız var.
- We need a signed receipt.
Müşterinin fişi var mı?
- Does the customer have his receipt?
Lütfen bana bir fiş ver.
- Please give me a receipt.
Tom bir dekont istedi.
- Tom asked for a receipt.
Banka dekontunun bir kopyası eklidir.
- Enclosed is a copy of the bank transfer receipt.
Bir fatura ister misin?
- Would you like a receipt?
Tüm telefon faturalarımı bu kutuda saklıyorum.
- I keep all my telephone receipts in this box.
Makbuzunuzu almayı unutmayın.
- Don't forget the receipt.
Bir makbuz almayı unutma.
- Be sure to get a receipt.
And therewith Sir Launcelot gate all his armoure as well as he myght and put hit upon hym for drede of more resseite .