Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
O, elleriyle hızlıdır.
- He's quick with his hands.
Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.
- I'll finish it as quickly as I can.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
- I need it as quickly as possible.
Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
- The eloquent scholar readily participated in the debate.
Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir.
- Guns are readily accessible to Americans.
Tom teklifi seve seve kabul etti.
- Tom readily accepted the offer.
Seve seve önerimi kabul etti.
- He readily agreed to my proposal.
Tom hatalarını isteyerek kabul eder.
- Tom readily admits his mistakes.
Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
- Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Tom kıvrak zekalı, değil mi?
- Tom is quick-witted, isn't he?
O kıvrak zekalı bir adam.
- He is a quick-witted man.
readily achievable.