He felt compelled to report the incident.
- Olayı rapor etmek için zorunlu hissetti.
I would like to report a theft.
- Bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum.
The media are not reporting these stories.
- Medya bu hikayeleri rapor etmiyor.
The new accounting procedures require us to fill out different forms for reporting expenses.
- Yeni muhasebe prosedürleri giderleri rapor etmek için farklı formları doldurmamızı gerektirir.
Tom must've reported what happened.
- Tom ne olduğunu rapor etmiş olmalı.
We reported him missing.
- Onun kayıp olduğunu rapor ettik.
I have to report this.
- Bunu rapor etmeliyim.
I would like to report a theft.
- Bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum.