We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
You should visit him by appointment.
- Siz onu randevu ile ziyaret etmelisiniz.
I had a date with Jane last night.
- Dün gece Jane ile bir randevum vardı.
Tom had a date with Mary last night.
- Tom'un Mary ile dün gece bir randevusu vardı.
Tom bought, for his rendezvous, a flower and a gifts.
- Tom randevusu için bir çiçek ve bir hediye aldı.
I have a rendezvous with my uncle tomorrow.
- Yarın amcamla randevum var.
I can't go with you. I have an engagement.
- Seninle gidemem. Bir randevum var.
Do you have any engagement tomorrow?
- Yarın herhangi bir randevun var mı?
Tom has an appointment with Mary at 2:30.
- Tom'un Mary ile 2.30'da bir randevusu var.
Please make an appointment to come in and discuss this further.
- İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.