Please make an appointment to come in and discuss this further.
- İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I had a date with Jane last night.
- Dün gece Jane ile bir randevum vardı.
Tom brought a flower and presents for his date.
- Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.
Do you have any engagement tomorrow?
- Yarın herhangi bir randevun var mı?
I can't go with you. I have an engagement.
- Seninle gidemem. Bir randevum var.
I'd like to make an appointment for the day after tomorrow.
- Ben öbür gün için bir randevu istiyorum.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I have a rendezvous with my uncle tomorrow.
- Yarın amcamla randevum var.
Tom bought, for his rendezvous, a flower and a gifts.
- Tom randevusu için bir çiçek ve bir hediye aldı.
I would like to make an appointment with the doctor.
- Ben doktordan bir randevu almak istiyorum.
I'd like to make an appointment with Dr. King.
- Dr. King'ten bir randevu almak istiyorum.
I don't have to make an appointment.
- Randevu vermek zorunda değilim.
Tom is seldom late for appointments.
- Tom randevulara nadiren geç gelir.
Tom is hardly ever late for appointments.
- Tom neredeyse randevularına hiç geç kalmaz.