It's windier today than it was yesterday.
- Hava bugün dünkünden daha rüzgarlı.
The wind fanned the flames.
- Rüzgar alevleri körükledi.
A gentle wind is blowing.
- Yumuşak bir rüzgar esiyor.
The wind fanned the flames.
- Rüzgar alevleri körükledi.
The candle's flame is flickering in the soft breeze.
- Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.
A gentle wind is blowing.
- Yumuşak bir rüzgar esiyor.
A hard wind is blowing.
- Sert bir rüzgar esiyor.
A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
- Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
Besides the rain, we experienced heavy winds.
- Yağmurun yanında şiddetli rüzgarları yaşadık.
A gust of wind blew Curdken's hat away, and he had to chase it over hill and dale.
- Bir rüzgar esintisi Curdken'in şapkasını uçurdu, ve o onu tepe ve vadinin üzerinde kovalamak zorunda kaldı.
Gusty winds are making travel hazardous for high profile vehicles.
- Şiddetli rüzgarlar yüksek profilli araçlar için seyahati tehlikeli yapıyorlar.