Sigarayı bırakmak zordur.
- It's hard to quit smoking.
Ben şu anki işimi bırakmak istiyorum.
- I want to quit my current job.
Neden çıkmak istiyorsun?
- Why do you want to quit?
Sen çıkmak zorunda değilsin.
- You don't get to quit.
Şikayet etmeyi kes. Gitmek zorundasın.
- Quit complaining. You have to go.
Tom gitmek için pek hazır değil.
- Tom isn't quite ready to go.
Tom'un vazgeçmekten başka seçeneği yok.
- Tom has no choice but to quit.
Ivır zıvır yiyecek yemekten vazgeçmek için irade gücüne sahip olmadığım için kendimden nefret ediyorum.
- I hate myself for not having the will power to quit eating junk food.
Ara sıra canım işimden ayrılmak istiyor.
- At times I feel like quitting my job.
Şirketten ayrılmam istendi.
- I've been asked to quit the company.
O şirketten istifa etmek için kararını verdi.
- She's made up her mind to quit the company.
Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.
- I won't quit, no matter what you say.
Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.
- I won't quit, no matter what you say.
İşi her zaman terk edebilirsin.
- You can always quit the job.
Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.
- I've decided to quit doing that.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Bu işi nasıl bırakabilirim?
- How can I quit this job?
Tom ayrılmak istemedi.
- Tom didn't want to quit.
Ara sıra canım işimden ayrılmak istiyor.
- At times I feel like quitting my job.
Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.
- I won't quit, no matter what you say.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
- Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.
- Tom couldn't quite make out what the sign said.
Sigarayı bırakmaya karar verdi.
- He decided to quit smoking.
Sigara içmeyi bırakmalısın.
- You must quit smoking cigarettes.
Sen vergilerini ödemek için mi buradasın? Tam olarak değil. Gwonam! Ben seni tatilde sanıyordum!
- You're here to pay your taxes? Not quite. Gwonam! I thought you were on vacation!
twyes smote I hym doune, & thenne he promysed to quyte me on my best frynde, and so he wounded my sone .
Vnthankfull wretch (said he) is this the meed, / With which her soueraigne mercy thou doest quight?.
John is planning to quit smoking.