Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.
- Seen at a distance, the rock looked like a human face.
Bu resimler uzakta daha iyi görünüyor.
- These pictures look better at a distance.
Onu belli bir mesafede tutmak istiyor.
- She wants to keep him at a distance.