Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- It will take a long time to suppress the revolt.
Onun, duygularını bastırması çok zordu.
- It was very hard for her to suppress her emotions.
Sen cinsel olarak bastırılmışsın.
- You're sexually repressed.
O cinsel olarak bastırılmış.
- She's sexually repressed.