Ben onu bilerek yapmadım.
- I purposely didn't do that.
Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
- Tom purposely left the last page blank.
Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
- Did you do that purposely?
Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
- Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
- Did you do that purposely?
Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
- Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Alan askeri amaç için kullanılır.
- The site is used for military purposes.
Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.
- Many people drift through life without a purpose.
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What is the purpose of your visit?
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What's the purpose of your visit?
Yolculuğunun amacı nedir?
- What's the purpose of your trip?
O onu kasıtlı yapmadı.
- He didn't do it on purpose.
Vazoyu kasıtlı olarak kırdım.
- I broke the vase on purpose.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Tom bunu kasten yapmadı.
- Tom didn't do it on purpose.
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?