Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
- His illness was mainly psychological.
Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
- Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
Tom ayda bir ya da iki kez bir psikiyatristle görüşür.
- Tom sees a psychiatrist once or twice a month.
Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.
- I have studied Psychology to some extent.
Tom psikoloji alanında uzmanlaşmıştır.
- Tom majored in psychology.
Yetişkinlerin psikolojisini anlayamıyorum.
- I can not understand the psychology of adolescents.
Gerçeklik ve gerçek dışılık, kişinin ruhu için önemlidir.
- Reality and irreality are both important for one's psyche.
İnternetin aşırı kullanımı tıbbi veya psikiyatrik bir sorun değildir.
- Excessive use of the Internet is not a medical or psychiatric issue.
Bir psikiyatrik bozukluk için tedavi oldum.
- I've been treated for a psychiatric disorder.
the psych ward.
... as psych like i said before it's printed synthesis on it ...