O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
- He is in charge of entertaining the foreign guests.
Sıkıldım! Öyleyse yapacak bir şey bul! Seni eğlendirmek için burada değilim.
- I'm bored! Then find something to do! I'm not here to entertain you.
Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.
- Now let me entertain you with music.
Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor.
- Intended for children, the book entertains grown-ups.
Geçimini sağlaması gereken büyük bir ailesi var.
- He has a large family to provide for.
Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı.
- They had a lot of children to provide for.
O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.
- He has a wife and two young children to provide for.
O, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz çalışır.
- He works day and night to provide for his family.