He protested against the new plan.
- O yeni planı protesto etti.
He said the South had good reason to protest.
- Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
Many Americans protested the purchase of Alaska.
- Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.
Beth protested, but her mother reminded her that she was incredibly fat.
- Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.
Today, some websites are blacked out to protest against SOPA and PIPA.
- Bugün bazı web siteleri SOPA ve PIPA'yı protesto etmek için karartılmıştır.
The assembly voted to protest against any nuclear armament.
- Meclis herhangi bir nükleer silahlanmaya karşı protesto etmek için oy kullandı.
He didn't open his mouth to protest.
- O, protesto etmek için ağzını açmadı.
He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
- Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
Tom opened his mouth to protest.
- Tom protesto etmek için ağzını açtı.
He said the South had good reason to protest.
- Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.