O, teklifin lehindeydi.
- He was in favor of the proposition.
Tom teklifin lehinde oy verdi.
- Tom voted in favor of the proposal.
Lehte aleyhte önerileri tarttık.
- We weighed the pros and cons.
Yerinde olsam, ona evlenme teklif ederim.
- If I were you, I would propose to her.
Cinsel taciz iş yerinde ciddi bir sorun olabilir.
- Sexual harassment can be a serious problem in the workplace.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
- Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
Profesör Rosa'nın yerine geçen öğretmen Arjantinlidir.
- The teacher who substituted for professor Rosa is from Argentina.
Eğer kahvaltı yapmazsanız, büyük olasılıkla sabah acıkırsınız ve işinizde önceki gibi verimli olmazsınız.
- If you don't eat breakfast, you'll probably be hungry during the morning and won't be as efficient at work as you could be.
Sen bir profesyonelsin, ama ben bir amatörüm.
- You are a professional, but I am an amateur.
Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.
- I hired a professional to repair the stove.
Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
- The student has already solved all the problems.
Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
- They know the importance of protecting the earth.
Brush'ın annesinin bir fahişe olduğunu duydum.
- I heard that Brush's mother is a prostitute.
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.
- Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!
Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
- The problem is that Tom doesn't want to sit next to Mary.
Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız.
- Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.
- Check the enemy's progress before they reach the town.
Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
- The student has already solved all the problems.
What are the pros and cons of buying a car?.
When it comes to DIY, he's a real pro.
They did not oppose the project just because they feared public opinion.
- They didn't oppose the project just because they feared public opinion.
They didn't oppose the project just because they feared public opinion.
- They did not oppose the project just because they feared public opinion.
Whilst they were at their meal, more intent on kissing than on eating, they caught sight of a fishing boat proceeding along the coast.
- Whilst they were at their meal, more intent on kissing than on eating, they descried a fishing boat proceeding along the coast.
Whilst they were at their meal, more intent on kissing than on eating, they descried a fishing boat proceeding along the coast.
- Whilst they were at their meal, more intent on kissing than on eating, they caught sight of a fishing boat proceeding along the coast.