Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
- My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Ben, öneriyi onaylıyorum.
- I approve the suggestion.
Tom teklifleri dinlemek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to listen to suggestions.
Teklifiniz işe yaramaz.
- Your suggestion is of no practical use.
Tom, tavsiyeleri sağır kulaklara düştüğünde hayal kırıklığına uğradı.
- Tom became frustrated when his suggestions fell on deaf ears.
Doktorun tavsiyelerine uydu.
- He followed the doctor's suggestions.