O sana her ne söylerse yap.
- Do whatever he tells you.
Her ne istiyorsanız buyrun.
- Please help yourself to whatever you like.
Ben daha önce bir blog tuttum. Gerçekten belirli bir konum yoktu; Sadece o gün olan herhangi bir şeyi blogladım.
- I've kept a blog before. I didn't really have a set theme; I just blogged about whatever happened that day.
Hakkında endişe edeceğin herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to worry about.
Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.
- You can eat whatever you like.
İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.
- I will lend you whatever book you need.
Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
- Whatever happens, I won't tell anybody about it.
O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
- When he is drunk, he grumbles and fights. When he is sober, he lies on whatever comes to hand and says nothing.
Ben daha önce bir blog tuttum. Gerçekten belirli bir konum yoktu; Sadece o gün olan herhangi bir şeyi blogladım.
- I've kept a blog before. I didn't really have a set theme; I just blogged about whatever happened that day.
Okumak istediğin herhangi bir kitabı alabilirsin.
- You may have whatever book you want to read.
O hangi oyunu oynarsa oynasın her zaman kazanır.
- Whatever game he plays, he always wins.
Hangi tür yardıma ihtiyacı varsa Tom'a ver.
- Give Tom whatever help he needs.