Tom terfi fırsatını kaçırdı.
- Tom missed the opportunity for a promotion.
Terfinin zamanında ve haklı olduğundan eminim.
- I am sure your promotion was timely and well deserved.
Ben tanıtım için onunla rekabet etmek zorunda kaldım.
- I had to compete with him for promotion.
Tom bir tanıtım etkinliğine katıldı.
- Tom took part in a promotional event.
Promosyonlar çevirmenleri teşvik eder.
- Promotions encourage translators.
O, barışı desteklemek için çok çalıştı.
- He worked hard to promote peace.
Dünya barışını desteklemek için çok çalışmalıyız.
- We must work hard to promote world peace.
Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.
- His lack of technical knowledge kept him from being promoted.
Tom kimin terfi ettirilmesi gerektiğine karar veremedi.
- Tom couldn't decide who should get promoted.
Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
- They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
Terfi etmek istiyorum.
- I want to be promoted.
O, generalliğe terfi ettirildi.
- He was promoted to general.
Tom son zamanlarda terfi ettirildi.
- Tom got promoted recently.
Dilimizi mümkün olan her şekilde tanıtmak önemlidir.
- It is important to promote our language in every possible way.
Hükümet, sanayinin gelişmesine yardımcı olmak için yeni bir program başlattı.
- The government started a program to promote industry.
Onun işi satışları yükseltmektir.
- His job is to promote sales.
Onun işi satışları yükseltmektir.
- His job is to promote sales.
They promoted the new film with giant billboards.
His pawn was promoted to a queen.
... we need to work together on tools like bipartisan trade promotion authority ...
... with their promotion prospects, the openness ...