Seçkin bilim adamları arasında huzursuz hissetti.
- He felt ill at ease among prominent scholars.
Serpent Bearer yayılmış fakat çok belirgin olmayan bir takımyıldızı.
- The Serpent Bearer is an outspread but not very prominent constellation.
Tanınmış şair çalışma odasında intihar etmeye kalkıştı.
- The prominent poet attempted to commit suicide in his study.
Tanınmış psikolog görünüşte amcama benziyor.
- The prominent psychologist resembles my uncle in appearance.
O, firmada önemli bir konumu işgal eder.
- He occupies a prominent position in the firm.
Hindistan Ulusal Kongresi ve Bharatiya Janata Partisi Hindistan'da en önemli siyasi partilerdir.
- The Indian National Congress and the Bharatiya Janata Party are the most prominent political parties in India.
Bu yazar ABD'nin bir süper güç olarak rolünün önde gelen bir muhalifidir.
- This author is a prominent critic of the role of the United States as a superpower.
Bazı önde gelen tenis oyuncuları şımarık çocuklar gibi davranırlar.
- Some prominent tennis players behave like spoiled brats.
Seçkin bilim adamları arasında huzursuz hissetti.
- He felt ill at ease among prominent scholars.