progressive; modern

listen to the pronunciation of progressive; modern
Английский Язык - Турецкий язык

Определение progressive; modern в Английский Язык Турецкий язык словарь

advanced
{s} ileri

Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur. - Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.

O ileri öğrencilere İngilizce öğretiyor. - She teaches English to advanced students.

advanced
ileri düzeyde
advanced
(Ticaret) geliştirilmiş
advanced
(Bilgisayar) gelişmiş ileri
advanced
(Ticaret) tekamül ettirilmiş
advanced
{f} ileri git
advanced
{f} ilerle

Ordu düşmanın üzerine ilerledi. - The army advanced on the enemy.

Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi. - The army slowly advanced across the river.

advanced
öne al/ilerle
advanced
{f} ileri git: adj.gelişmiş
advanced
{f} ilerle: adj.gelişmiş
advanced
{s} modern
advanced
{s} öncü
advanced
{s} ilerlemiş

Onun ilerlemiş yaşı onun bir iş bulmasını engelliyor. - His advanced age prevents him from getting a job.

advanced
{s} gelişmiş

Onların cihazı son derece gelişmiş. - Their equipment is extremely advanced.

Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler. - Advanced countries must give aid to developing countries.

Английский Язык - Английский Язык
{s} advanced
progressive; modern
Избранное