Düzenleme son derece karlı olduğunu kanıtladı.
- The arrangement proved highly profitable.
Kulağa çok kârlı gelmiyor.
- That doesn't sound very profitable.
Ödünç para verme bu ülkede kazançlı bir iştir.
- Money lending is a profitable business in this country.
İnsanlara şirketinin kazançlı olduğunu düşündürmek için tek ihtiyacın olan şey muhasebende küçük bir el çabukluğu.
- All you need is a little sleight of hand in your accounting to make people think your company is profitable.