Sami aceleci bir sonuca vardı.
- Sami drew a hasty conclusion.
Çok aceleci olmayalım.
- Let's not be too hasty.
O bana cevap vermede biraz acele idi.
- She was a bit hasty in answering me.
Acele bir kahvaltı yaptım ve evden ayrıldım.
- I had a hasty breakfast and left home.
Bu hızlı bir çeviriydi.
- This was a hasty translation.