proceeding; measure; action; act

listen to the pronunciation of proceeding; measure; action; act
Английский Язык - Турецкий язык

Определение proceeding; measure; action; act в Английский Язык Турецкий язык словарь

step
adım

Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. - I quickened my steps to catch up with her.

Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti. - The next step was to negotiate terms of a peace treaty.

step
üvey

Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı. - Cinderella had two evil stepsisters.

Tom üvey ebeveynlerinin kendisine verdiği sevgiyi kabul etmeyi öğrendi. - Tom learned to accept the love his stepparents gave him.

step
{i} ayak sesi
step
etap
step
(Bilgisayar) adımla

Tom adımlarını yeniden izledi. - Tom retraced his steps.

Merdivenlerden inerken adımlarına dikkat et. - Watch your step in going down the stairs.

step
adim atmak
step
basmak

Niyetim ayağına basmak değildi. - I didn't mean to step on your foot.

Birinin damarına basmak istemedim. - I didn't mean to step on any toes.

step
{f} adım at

Tom geriye doğru bir adım attı. - Tom took a step backward.

Tom ileriye doğru bir adım attı. - Tom took a step forward.

step
{i} uygun adım
step
{i} terfi
step
(fiil) adım atmak, yürümek, girmek, gitmek, etmek (dans), basamaklı yapmak, basmak, adımlamak, adımlayarak ölçmek
step
suratle hareket etmek veya davranmak
step
(İnşaat) adım, kademe
step
{f} girmek
step
{i} çok kısa bir mesafe: It's just a
step
oturtmak
step
{f} basamaklı yapmak
step
ağır adımlarla yürümek
step
{i} adım, ayak atışı: It's about five steps away from you. Senden beş adım kadar ötede
Английский Язык - Английский Язык
step

I have lately taken steps . . . to relieve the old gentleman's distresses. - G. W. Cable.

Proceeding; measure; action; an act
step
proceeding; measure; action; act
Избранное