Bu mümkün, ama olası değildir.
- It's possible, but not probable.
Onun ilk albümünün iyi satacağı olasıdır.
- It is probable that her first album will sell well.
Onun olması ne kadar muhtemel?
- How probable is that to happen?
Bu metin Latince olsaydı, onların zaten tercüme etmesi muhtemeldi.
- If this text had been in Latin, it is probable that they would have already translated it.
Başarısız olması muhtemel.
- It is probable that he will fail.
Onun hasta olması muhtemeldir.
- It is probable that he is ill.
Onun yarın gelecek olması mümkün.
- It is probable that she will come tomorrow.
Bu mümkün, ama olası değildir.
- It's possible, but not probable.
Kazanmak için olasılık % 0.001'dir
- The probability to win is 0.001%.
Büyük olasılıkla, onlardan önce varacağız.
- In all probability, we'll arrive before them.
Yarın muhtemelen kar yağacak.
- Probably it will snow tomorrow.
Yarın muhtemelen kar yağacak.
- It will probably snow tomorrow.
Galiba sen beni hatırlamıyorsun.
- You probably don't remember me.
Galiba biraz kilo vermeliyim.
- I should probably lose a little weight.
Çok büyük bir ihtimalle para ödenmeyecek.
- In all probability, the money will not be paid.
Tom'un cezalandırılma ihtimali çok düşüktür.
- The probability of Tom being punished is very small.
Tom büyük olasılıkla kayboldu.
- Tom is probably lost.
Eğer kahvaltı yapmazsanız, büyük olasılıkla sabah acıkırsınız ve işinizde önceki gibi verimli olmazsınız.
- If you don't eat breakfast, you'll probably be hungry during the morning and won't be as efficient at work as you could be.
Tom büyük olasılıkla haklıydı.
- Tom was probably right.
O büyük olasılıkla başarısız olacak.
- He will probably fail.
Bana gergin olmamamı söylemeyi kesseydin herhalde bu kadar gergin olmazdım.
- If you'd stop telling me not to be nervous, I probably wouldn't be so nervous.
Ben herhalde Tom'un yaptığı aynı şeyi yapardım.
- I probably would've done the same thing that Tom did.
Çok meşgulüm, bu nedenle belki de yarın gelemeyeceğim.
- I'm very busy so probably I won't be able to come tomorrow.
Ben belki de senden daha açım.
- I'm probably hungrier than you are.
It's probable that it will rain tomorrow.
The probable source of the failure was the mass of feathers in the intake manifold.
With all the support we have, success is looking probable.
It will probably snow tomorrow.
- Probably it will snow tomorrow.
It is probable that he will win the speech contest.
- He will probably win the speech contest.
... And it's probable that celebrities will play an even ...