probability, chance, feasibility, possibility

listen to the pronunciation of probability, chance, feasibility, possibility
Английский Язык - Турецкий язык

Определение probability, chance, feasibility, possibility в Английский Язык Турецкий язык словарь

likelihood
{i} ihtimal

Büyük bir ihtimalle, bu ders kitabını kullanırsan, giriş sınavını geçeceksin. - In all likelihood, you will pass the entrance exam if you use this textbook.

Onun gelme ihtimali var mı? - Is there any likelihood of his coming?

likelihood
{i} olası olma
likelihood
olabilirlik
likelihood
olasılık

Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı. - Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.

Büyük olasılıkla, devlet başkanı ikinci bir dönem hizmet edecek. - In all likelihood, the president will serve a second term.

likelihood
(Askeri) (~PROBABILITY) OLASILIK
Английский Язык - Английский Язык
{i} likelihood
probability, chance, feasibility, possibility

    Расстановка переносов

    probability, chance, feasibility, pos·si·bi·li·ty

    Произношение

Избранное