Tom önceden bir sarhoştu ama şimdi bir yeşilaycı.
- Tom was previously a drunk, but now he's a teetotaler.
İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir.
- The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
Daha önce hangi evde yaşıyordun?
- In which house did you live previously?
Daha önce gittim İngilizce konuşma okulunda Avustralya ve Yeni Zelanda'dan birçok öğretmen vardı.
- There were a lot of teachers from Australia and New Zealand at the English conversation school I went to previously.
Sanığın önceden hiçbir mahkumiyeti yok.
- The defendant has no prior convictions.
Daha önceden herhangi bir deneyim gerekli değildir.
- No prior experience is necessary.
Önceki uyarılar yoktu.
- There were no prior warnings.
Önceki deneyim gerekli değildir.
- No prior experience is required.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesi bizim en öncelikli konularımızdan biridir.
- Colonization of other planets is one of our top priorities.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesini en öncelikli konularımızdan biri yapmalıyız.
- We must make colonization of other planets one of our top priorities.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.
- I'm sorry, but I have a prior engagement.
Tom'un eski suç kaydı yok.
- Tom has no prior criminal record.
The doctor had known three months prior.
... Where they may have previously put out a graph or a ...
... So you see here that there's one album that I previously ...