Mary çabucak hastaneye gitti.
- Mary hurried to the hospital.
Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
- They hurried to their father's rescue.
İstasyona aceleyle gittik, ama treni kaçırdık.
- We hurried to the station only to miss the train.
Trene zamanında yetişmek için acele etti.
- He hurried so as to be in time for the train.
Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
- Nick hurried to catch the bus.
Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.
- Although you rushed, you're not ready.
Sami, Leyla'yı okuldan almak için acele etti.
- Sami rushed to pick up Layla from school.