pressiert

listen to the pronunciation of pressiert
Английский Язык - Турецкий язык

Определение pressiert в Английский Язык Турецкий язык словарь

hurried
çabucak

Mary çabucak hastaneye gitti. - Mary hurried to the hospital.

hurried
{s} acele

Babalarını kurtarmak için acele ettiler. - They hurried to their father's rescue.

İstasyona aceleyle gittik, ama treni kaçırdık. - We hurried to the station only to miss the train.

hurried
{s} telaşlı
hurried
aceleyle yapılmış
hurried
{f} acele et

Trene zamanında yetişmek için acele etti. - He hurried so as to be in time for the train.

Nick otobüsü yakalamak için acele etti. - Nick hurried to catch the bus.

hurried
telaşla yapılmış
rushed
{f} acele et

Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin. - Although you rushed, you're not ready.

Sami, Leyla'yı okuldan almak için acele etti. - Sami rushed to pick up Layla from school.

rushed
acele edilmiş
hurried
hurriedlyacele ile
hurried
{s} acele eden
hurried
{s} acele içinde olan
hurried
{s} aceleye gelen
hurried
hurriedness aceleye gelme
hurried
hurr telaşlan/telaşlandır
hurried
{s} aceleyle yapılan
Немецкий Язык - Английский Язык
been urgent
rushed
hurried
pressant/pressiert sein
to be in a hurry/rush