presentation of facts; statement

listen to the pronunciation of presentation of facts; statement
Английский Язык - Турецкий язык

Определение presentation of facts; statement в Английский Язык Турецкий язык словарь

showing
gösterme

Bazen duyguları göstermemek elimde değil. - Sometimes I can't help showing emotions.

Tom duygularını göstermekten korkuyor. - Tom is afraid of showing his feelings.

showing
seans
showing
gösterim

K -9 film gösterimde. - The movie K-9 is showing.

Sence bizi film gösterimine davet edecekler mi? - Do you think they will invite us to the film showing?

showing
sergileme
showing
{f} göster

K -9 film gösterimde. - The movie K-9 is showing.

Bana yolu gösterdiğiniz için teşekkürler. - Thanks for showing me the way.

showing
göstererek

İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir. - Men can only be corrected by showing them what they are.

Onlara biraz büyü göstererek çocukları eğlendirdi. - He amused the children by showing them some magic.

showing
{i} durum
showing
durum/gösteri
showing
{i} gösteri

Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu. - He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.

Onu bana gösterir misin? - Would you mind showing me that?

showing
göz önüne serme
showing
{i} belirtme
showing
{i} oynama
showing
{i} sergi
showing
show görün/göster
showing
{i} gösterimde olma
Английский Язык - Английский Язык
showing
presentation of facts; statement

    Расстановка переносов

    pres·en·ta·tion of facts; state·ment

    Произношение

Избранное