present participle of time

listen to the pronunciation of present participle of time
Английский Язык - Турецкий язык

Определение present participle of time в Английский Язык Турецкий язык словарь

timing
en uygun zamanda yapma
timing
(Biyokimya) süreleme
timing
hızını ölçme
timing
zamanlama yaparak
timing
{f} zamanla

Zamanlama çok önemli olacak. - The timing will be crucial.

Zamanlaman mükemmeldi. - Your timing was excellent.

timing
{i} (motorda) avans ayarı
timing
{i} zamanında davranma
timing
{i} zamanını ölçme
timing
timing gears motorun içinde valf ayarını temin eden iki dişli
timing
{f} zamanla: prep.zamanlayarak
timing
saat tut/ayarla
timing
{i} zamanlama, ayarlama, rastlatma
timing
{i} süre tutma
timing
{i} zamanlama, (bir şeyi) en uygun zamanda yapma
timing
{i} saat tutma
timing
{i} zamanlama

Zamanlama her şeydir. - Timing is everything.

Zamanlama çok önemli olacak. - The timing will be crucial.

timing
{i} hızını
timing
ayarlama
Английский Язык - Английский Язык
timing
present participle of time
Избранное