present participle of talk

listen to the pronunciation of present participle of talk
Английский Язык - Турецкий язык

Определение present participle of talk в Английский Язык Турецкий язык словарь

talking
konuşma

Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum. - I don't like talking in front of people.

Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor. - Tom doesn't feel like talking to Mary tonight.

talking
(Bilgisayar) konuşuyor

Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı.. - They are talking loudly when they know they are disturbing others.

Kiminle konuşuyordun? - Who were you talking with?

talking
ikaz
talking
konuşan

Fred'le konuşan çocuk Mike'dır. - The boy talking with Fred is Mike.

Mary ile konuşan adam Tom'dur. - The man Mary is talking with is Tom.

talking
{f} konuş

Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor. - Talking in the library is not allowed.

Ne hakkında konuşuyorsun? - What're you talking about?

talking
konuşarak

Arkadaşlarımızla konuşarak akşamı geçirdik. - We passed the evening away talking with our friends.

O, onunla konuşarak iyi bir zaman geçirdi. - She had a good time talking with him.

talking
talking point üstünde durulacak nokta
talking
konuşabilen
talking
talking machine eski gramofon
talking
konuşkan
talking
(isim) konuşma
talking
i konuşan
Английский Язык - Английский Язык
talking
present participle of talk
Избранное