Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.
- I cannot help liking him in spite of his many faults.
Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.
- Fred took a liking to Jane and started dating her.
Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır.
- She has a great liking for rich foods.
Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.
- Mary's boss is a bit too tactile for her liking.
Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.
- I cannot help liking him in spite of his many faults.
O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi.
- She gave me a necktie which was completely to my liking.
Hiç kimsenin beni sevmemesine alışkınım.
- I'm used to no-one liking me.
Birçok hatalarına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum.
- I cannot help liking him in spite of his many faults.