Biriyle birlikte ağla. Yalnız ağlamaktan daha şifalıdır.
- Cry with someone. It's more healing than crying alone.
Biriyle birlikte ağla. Yalnız ağlamaktan daha şifalıdır.
- Cry with someone. It's more healing than crying alone.
Tom bu kuvars kristallerinin iyileştirici güçleri olduğuna inanır.
- Tom believes that these quartz crystals have healing powers.
Kalp yaralarını iyileştirmek zaman alır.
- Healing the wounds of the heart takes time.
Artık iyileşme başlayabilir.
- The healing can now begin.
Bu bitkisel merhem ağrıyı hafifletir ve iyileşmesini destekler.
- This herbal ointment relieves pain and promotes healing.
Tom bu kuvars kristallerinin iyileştirici güçleri olduğuna inanır.
- Tom believes that these quartz crystals have healing powers.
Bu ilaç, mucizevi iyileştirici güçleriyle bilinir.
- This medicine is known for its miraculous healing powers.