Tom'un canı vazgeçmek istedi.
- Tom felt like giving up.
Vazgeçmek cevap değildir.
- Giving up isn't the answer.
Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.
- Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer.
Sigara içmekten vazgeçtim.
- I've given up smoking.