present participle of give

listen to the pronunciation of present participle of give
Английский Язык - Турецкий язык

Определение present participle of give в Английский Язык Турецкий язык словарь

giving
bağış

Eski kitaplarımı bağışlıyorum. - I'm giving my old books away.

Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık. - Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.

giving
{f} ver

EVET işareti vererek yanıtladı. - He responded by giving the OK gesture.

Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar. - Recently, they have not been giving her her paycheck on time.

giving
{i} verme

Tom'un Mary'ye para vermeye hiç niyeti yoktu. - Tom had no intention of giving Mary any money.

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

giving
ver(mek)
giving
{i} bağışlama
giving
vererek

EVET işareti vererek yanıtladı. - He responded by giving the OK gesture.

Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı. - Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.

giving
(isim) bağışlama
Английский Язык - Английский Язык
giving
present participle of give
Избранное