Kumar borcunu ödemeden kaçtı.
- He welshed on his gambling debt.
Geri dönmemek üzere kumardan vazgeçmelisin.
- You've got to give up gambling once and for all.
Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.
- You must stop gambling.
Bazı insanlar kumar oynamanın bir günah olduğunu düşünüyor.
- Some people think that gambling's a sin.
Tom kumar oynamanın yanlış olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that gambling is wrong.
Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.
- You must stop gambling.