Listeyi hazırlamak için zamana ihtiyacımız var.
- We need time to prepare the list.
Sunumumu hazırlamak zorundayım.
- I have to prepare my presentation.
Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
- I had little time to prepare the speech.
İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
- I have to prepare for the test in English.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
- We have to prepare for that.
Şimdi onu yapmak için hazırım.
- I'm prepared to do that now.
Bunu yapmak için hazır değilim.
- I'm not prepared to do this.
We prepared the spacecraft for takeoff.
... so many great things in disaster preparedness. ...