Kişisel tercih meselesi.
- It's a matter of personal preference.
Her iki kelime de kullanıcının tercihine göre kullanılabilir.
- Both words can be used according to the preference of the user.
Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.
- No one opposed the choice.
Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.
- He had no choice but to give up school because of poverty.
Bana bu konuda seçme hakkı bırakmıyorsun.
- You leave me no choice in the matter.
Sana bir seçme hakkı veriyoruz.
- We're giving you a choice.
Sana bir seçme hakkı veriyoruz.
- We're giving you a choice.
Bana bu konuda seçme hakkı bırakmıyorsun.
- You leave me no choice in the matter.
Bu bir tercih değil, önceliktir.
- It's a priority, not a preference.
... that some marketers belief that we actually have a brand preference ...
... on preference to the economic side thereof constant preference going around ...