Teslim olmanız daha iyi olurdu.
- It would be preferable for you to surrender.
Barış savaştan daha iyidir.
- Peace is preferable to war.
Bir öğretmenden daha ziyade bir yazarım.
- I am a writer rather than a teacher.
Bu tür şeyler çoğunlukla kötülükten daha ziyade bir kaza sonucudur.
- Such things are often a result of accident rather than malice.
Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.
- The shoes you are wearing look rather expensive.
Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi.
- In spite of the sunny weather, the air was rather chilly.
Onun yarına kadar oraya varması tercih edilir.
- It is preferable that he gets there by tomorrow.
Bence barış savaşa daha çok tercih edilir, değil mi?
- I think peace is very much preferable to war, don't you?
Mutlu olmak her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez fakat aksine eksikliklerin ötesine bakmaya karar vermenizdir.
- Being happy doesn't mean that everything is perfect, but rather that you've decided to look beyond the imperfections.
O benim annem değil aksine benim en büyük ablam.
- She is not my mother but rather my oldest sister.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.