Barış savaştan daha iyidir.
- Peace is preferable to war.
Teslim olmanız daha iyi olurdu.
- It would be preferable for you to surrender.
Etkisi önemli belirleyiciler alandaki yazarlar ya da makalelerin sayısı değil daha ziyade atıf yoğunluğu ve edebiyat yaş göstergesiydi.
- The key determinants in impact are not the number of authors or articles in the field but, rather the citation density and the age of the literature cited.
Bir öğretmenden daha ziyade bir yazarım.
- I am a writer rather than a teacher.
Sözleşme oldukça gevşek.
- The contract was rather loose.
Japonca bilgim oldukça zayıftır.
- My knowledge of Japanese is rather poor.
Çalışma avareliğe tercih edilir.
- Work is preferable to idleness.
Onun yarına kadar oraya varması tercih edilir.
- It is preferable that he gets there by tomorrow.
O benim oğlum değil, aksine, ben onun babasıyım.
- He's not my son, rather, I'm his father.
Bu bana gülmeni istemediğim için değil aksine sana gülmek istediğim içindir.
- It is not because I do not want you to laugh at me, rather it is because I would like to laugh at you.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.